Başkan Erdoğan: En büyük sıkıntımız hayat pahalılığı, yılbaşını bekleyin aşacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayat pahalılığı konusunda ekonomide atılan adımlar sayesinde yılbaşından itibaren olumlu neticeler alınacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’ne katıldı.

Erdoğan burada gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı, konuşmasında küresel enflasyon artışına ve yurt içinde yaşanan hayat pahalılığına da değindi.

“Önümüzdeki en büyük sıkıntı hayat pahalılığı”
Erdoğan, bu konuda yeni yılla birlikte ekonomide atılan adımların meyvelerinin toplanmaya başlanacağını söyledi.

Erdoğan, “Halihazırda önümüzdeki en büyük sıkıntı ekonomide yaşadığımız hayat pahalılığı meselesidir. Beklenmedik birtakım gelişmeler, uyguladığımız programların sonuçlanma süresini uzatmasıydı.

“Yılbaşından itibaren netice almaya başlayacağız”
Bütün bu meseleleri geride bıraktık, geride bırakıyoruz. Her şeyde olduğu gibi bunda da bir hayır vardır diyoruz. İnşallah yılbaşından itibaren hedeflerimizin neticelerini almaya başlayacağız.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

“Ordumuz sinsi yapıların yol açtığı tahribatla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Her dönemde farklı kisvelerle karşımıza çıkan yapıların en son alçak örneği FETÖ’ydü. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz milletimizin destansı direnişiyle başarısızlığa uğrayan 15 Temmuz darbe girişimi ardından bünyesinde ciddi temizlik yapmıştır. Darbe girişiminden 40 gün sonra başlattığımız Fırat Kalkanı Harekatıyla bölgemizdeki insani krizin en önemli aktörü haline dönüşen DEAŞ’a ilk ciddi ve büyük darbeyi biz vurduk. Ardından Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekatlarıyla TSK’nın ülkemizin çıkarlarını koruma konusunda gücünü tüm dünyaya gösterdik.

“Türkiye darbeci askeri yönetimi tamamen terk etmiştir”
Üniversitemizin yurt içinde ve yurt dışında uydurma haberlerle karalanmaya çalışılmasının arka planında bu başarının getirdiği hazımsızlık bulunuyor. Reformun ordumuzu zayıflatmaya değil; tam tersine güçlendirmeye yönelik olduğunun en büyük ispatı kazanılan başarılar, dünyanın dört bir yanında yürütülen görevlerdir. Türkiye artık darbeci zihniyetin 70 yıl boyunca örselediği askeri öğretim ve yönetim sistemi tamamen terk etmiştir. Milli iradenin üstünlüğü ilkesine sıkı sıkıya bağlı bir Türk Silahlı Kuvvetlerine hamdolsun sahip olduk. Bu kazanımdan kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Küresel ve bölgesel gelişmeler, ordumuzu daha nitelikli ve daha fazla sayıda insan gücüyle takviye etmemiz gerektiğine işaret ediyor.

“En büyük güç kaynağımız ordumuzdur”
Önümüzdeki dönemde tüm enerjimizi bu doğrultuda kullanacağız. Türkiye’nin böyle bir kabiliyete kavuşmasında emeği geçen rektörümüz başta olmak üzere emeği geçen herkese şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Milletin Cumhurbaşkanı, milletin yargısıyla, milletin bizatihi kendisiyle birlikte 2023’e hazırlarken en büyük güç kaynağımız ordumuzdur. Kahraman ordumuzun yönetim kademesindeki herkesi büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına verdikleri katkılar için tebrik ediyorum.Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonunda kurulan küresel güç ve yönetim dengesi son dönemdeki gelişmelerle ciddi sarsıntı içine girmiştir. Türkiye özellikle soğuk savaş yılları boyunca Ortadoğu, Kafkasya, Karadeniz’de istikrar sağlayıcı unsur olarak yer almıştır. Soğuk savaşın ardından ülkemiz bu istikrar sağlayıcı yönünü Balkanlar, Orta Asya’ya kadar geniş bir alana tesis etmiştir.

“Artık belli bir gücümüz var”

Terörle mücadelesi, geliştirdiği savunma sanayi ürünlerini dost ülkelerle paylaşan Türkiye’nin pek çok yerde oyun değiştirici bir rol olmuştur. Artık belli bir gücümüz var. Dünyada 2008 finans kriziyle başlayan ekonomik sarsıntı, koronavirüs salgını ve Rusya-Ukrayna savaşıyla giderek şiddetlenmiştir. Uluslararası mecralarda girilen dönemi yeni soğuk savaş düzeni olarak tanımlayanlar dahi vardır. Bu dönemin en baskın özelliği jeopolitiğin tekrar önem kazanmasıdır. Akdeniz’den Karadeniz’e, Balkanlardan Kafkasya’ya kadar ülkemizin artan gücü bu yeni dönemin sonuçlarından biridir. Türkiye asimetrik tehditlerle mücadele konusunda bir hayli müktesebat sahibi olmasına rağmen karşımızdaki tablo uzun uzun düşünülmesi gereken vahamet arz ediyor. Biz de kendi stratejilerimizi, taktiklerimizi, uygulamalarımızı gözden geçiriyoruz. Diğerlerinden farkımız son 20 yılda yaptığımız hazırlıklar sayesinde krizleri fırsata çevirme kabiliyetimizin en yüksek seviyede oluşudur. Türkiye uzunca bir süredir kendisine dayatılan veya şartlar gereği yapmak mecburiyetinde olduğu bekle gör yaklaşımını bir süre önce terk etmiştir. Tehditleri kaynağında engelleme stratejisine geçerek geriden gelen değil, ön alan bir ülke haline gelmiştir.

“NATO ve AB ilişkileri”
Kriz yaşayan ülkelerle her biriyle ilişkimizi ortak çıkarlar ve dengelerle yürütmemiz bir diğer ayırt edici vasıflarımızdır. NATO ve AB başta olmak üzere uzunca süredir içinde yer aldığımız ittifaklarla bağımızı kuruyoruz. Güya müttefik olduğumuz ülkelerin Türkiye’ye dönük düşmanca tavırları canımızı sıkıyor. Ancak ilişkilerimizin toplamındaki kâr ve zarar hanesine bakarak hareket ediyoruz. Bir yandan da ihtiyaçlarımıza uygun yeni ortaklıklar kurmayı ihmal etmiyoruz. Gönlümüzü ve kollarımızı bize bu şekilde yaklaşan herkese açık tuttuk. Aksi yönde hareket edenlere sabırla, anlayışla hüsnü niyetle yaklaşmayı prensip ettik. Diyalogdan, işbirliğinden yana attığımız adımlar, milletimizin son iki asrı hem çok büyük mücadele, kayıp, geleceği kucaklayacak tarihi kazanımlarla geçmiştir. Milli mücadelemizi zafere ulaştırıp, yeni devletimizi kurduğumuzda bu tarihi zaferin kahramanlarının çoğunun doğup büyüdüğü yerler bile milli sınırlarımızın dışında kalmıştır.

“Türkiye ayak bastığı her yere sadece huzur götürür”

Malazgirt’teydik. Alparslan onun ruhuyla beraberdik. Onunla başlayan Fatih’le devam eden Gazi Mustafa Kemal’le doruğa çıkan attığımız adımlarla yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa ve ihya edişimizin, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma hamlemiz bir şeylere işarettir. Türkiye ayak bastığı her yere sadece huzur götürür, barış götürür, dostluk götürür, refah götürür. Bizi kimsenin toprağında, kazancında, özgürlüğünde gözümüz yoktur, olamaz. Afrika, Güney Amerika’ya kadar nerede asırlardır zulüm altında inlemiş toplum varsa bugün hepsinin de en hapsi ve fedakâr yol arkadaşı Türkiye’dir. Çünkü biz yaradılanı severiz yaradandan ötürü felsefesiyle dünyaya ve insanlığa bakıyoruz. İnşallah hedeflerimize ulaşarak Türkiye’yi dünyanın en büyük ekonomi, askeri güç, siyasi ve sosyal toplumları seviyesine çıkardığımızda aynı anlayışla daha çok insanı kucaklayacağız.”

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Ekointernet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

Valilik açıkladı: 75 kişi gözaltına alındı

Yenikapı’da DEM Parti mitinginde PKK/KCK silahlı terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan posterini açan ve yasa …

Bir yanıt yazın