Dinde reformcuların etkisiyle geleneksel ibadet düzenine saldırıya inceleme!

Üsküdar Kaymakamlığı, Valide-i Cedid Camii’nde kadın ve erkeğin aynı safta teravih namazı kıldığı görüntülerin sosyal medyada yayılması üzerine konuyla ilgili inceleme başlattı.
İstanbul’un Üsküdar ilçesinde yaşanan olay, tepkilere neden oldu. Ramazan ayı nedeniyle teravih kılınan camilerde yoğunluk yaşanıyor.

Bu yoğunluğun yaşandığı yerlerden biri olan Üsküdar’daki Valide-i Cedid Camii’inde vatandaşlar, saflarda yer bulabilmek için erkek kadın karışık bir şekilde namaza durdu.

Teravih namazı sırasında erkek ve kadınların yerinin ayrılmasına rağmen yaşanan bu görüntü, tartışmaları da beraberinde getirdi. Sosyal medyaya da düşen görüntüler sonrası yetkililer harekete geçti.

Üsküdar Kaymakamlığı, Valide-i Cedid Camii’nde kadın ve erkeğin aynı safta teravih kıldığı yönündeki görüntüler üzerine inceleme başlatıldığını bildirdi.

Kaymakamlığın sosyal medya platformu X’teki hesabından yapılan açıklamada, sosyal medyada “Üsküdar Valide-i Cedid Camii’nde kadın erkek yan yana namaz kılmış” şeklinde görüntüler paylaşıldığı aktarıldı. Bununla ilgili yetkili kurumlarca gerekli incelemenin başlatıldığı belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

Yapılan değerlendirmede, camimize kadın cemaatin yoğun ilgi gösterdiği, kendilerine ayrılan bölümün yetersiz kalmasından dolayı cami içerisinde paravanla ilave bölüm oluşturulduğu, erkek kadın cemaatin birbirlerinden ayrı bir şekilde ibadetlerine imkan verildiği, bu ve benzeri olumsuz görüntülerin yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alındığı müşahede edilmiştir.

YORUM
Üsküdar’daki Valide-i Cedid Camii’nde kadın ve erkeklerin aynı safta namaz kılması, İslam’ın temel ilkeleriyle çelişen bir durumdur. Bu tür bir eylem, dinin sosyal düzeni ve ibadet şekilleriyle ilgili çok açık kurallara aykırıdır. İslam’da, erkekler ve kadınlar arasındaki farklılık, sadece fiziksel değil, aynı zamanda dini, toplumsal ve ahlaki bir ayrımdır. Namazda da bu farklılık, safların ayrılmasıyla kendini gösterir. Bu gelenek, hem İslam’ın öğretilerini hem de toplumsal huzuru koruma amacını taşır.

Dini reform hareketlerinin bu tür uygulamalarla desteklenmesi, İslam’ın özünden sapmayı teşvik eder ve toplumdaki dini hassasiyetleri zedeler. Bu eylemler, dinin özüne sadık kalmayan, dünyevi düşüncelerle hareket eden bir yaklaşımın izlerini taşır. Dini reformcular, dini değerleri kişisel ve toplumsal çıkarlarla değiştirerek, Müslümanları İslam’dan uzaklaştırma gayreti içine girebiliyorlar. Ancak bu tür girişimler, İslam’ın ne kadar köklü ve değiştirilemez bir öğreti olduğunu unutan bir yaklaşımın sonucudur.

Camilerde bu gibi uygulamaların yaygınlaşması, halkın dini değerlerle bağını zayıflatır, toplumsal huzursuzluğa yol açar ve pek çok Müslüman’ın inançlarına olan güvenini sarsar. Müslümanların, dinin özünden sapmadan, geleneklerine ve inançlarına sadık kalarak ibadet etmeleri gerektiği unutulmamalıdır. Dini değerlere saygı, yalnızca bireysel olarak değil, toplumsal olarak da büyük önem taşır. Bu gibi eylemler, toplumun imanını ve birliğini tehdit eder ve toplumsal düzenin zedelenmesine neden olur.