Ekointernet Haber Ulusal Haber Portalı
Aziz Dağtekin Yazdı
Dünya, siyasi çalkantılarla, silahlı çatışmalarla, ekonomik restleşmelerle ve emperyalizmin kirli oyunlarıyla sarsılmaktadır. Uluslararası sistemin adaletsiz yapısı, hegemon güçlerin kirli hesapları ve küresel güç mücadelesi, özellikle bizim coğrafyamızda istikrarı baltalamaktadır. Ancak, Türkiye bu kaotik ortamda kararlı ve onurlu bir duruş sergileyerek terörün kökünü kurutma, milli birliği pekiştirme ve bölgesinde süper güç olma hedefini adım adım gerçekleştirmektedir.
Son günlerde PKK terör örgütünün çöküş sürecine girmesi ve İmralı’dan gelen 27 Şubat çağrısıyla birlikte, Türkiye’nin terörsüz bir geleceğe ilerleyişi hız kazanmıştır. Kandil’deki örgüt elebaşlarının da bu çağrıya destek vermesi, bölücü yapılanmanın sonunun geldiğini göstermektedir. Ancak bu noktada herkesin uyanık olması gerekmektedir!
PKK, YPG ve bunlara bağlı tüm unsurların köşeye sıkışmasıyla birlikte, örgütün finansörleri ve destekçileri son bir hamleyle Türkiye’de kaos çıkarmak, huzur ortamını sabote etmek ve yeni provokasyonlar üretmek için fırsat kollamaktadır.
EMPERYALİZMİN KİRLİ OYUNLARI VE MHP’NİN ÖNEMİ
Bugün Türkiye, sadece bölücü terörle değil, aynı zamanda küresel emperyalizmin sinsi planlarıyla da mücadele etmektedir. Özellikle ABD, İsrail ve bazı Avrupa ülkelerinin terör örgütlerine verdiği mali, askeri destek, onların Türkiye karşısındaki gerçek yüzünü gözler önüne sermektedir.
ABD, Suriye’deki terör yapılanması YPG’ye milyonlarca dolarlık silah ve mühimmat göndermiş, bu eli kanlı örgütü “kara gücüm” diyerek açıkça desteklemiştir. Öte yandan İsrail, Ortadoğu’daki istikrarsızlığı körüklemek için PKK ve türevlerine örtülü yardımlar sağlamış, bölgesel kaosu derinleştirme çabalarına girişmiştir ama Türk devlet aklı bu oyunları her ne kadar kökten bozmuşsa da dikkatli olmak zorundayız.
Bildiğiniz gibi, Fransa ve Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri, terör örgütlerinin siyasi ve ekonomik yapılanmalarına kucak açarak terörün Avrupa’da nefes almasına imkan sağlamıştır.
Bütün bu kirli oyunlara karşı Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli, milli duruşun, vatansever çizginin ve teröre karşı tavizsiz mücadelenin en güçlü temsilcisi olarak ön planda yer almaktadır.
MHP, yıllardır sürdürdüğü net ve kararlı politikalarla terörle mücadelede devletin pazarlık yapmayacağını, milletin birliğinin hiçbir güç tarafından bozulamayacağını ve emperyalizmin oyunlarının boşa çıkarılacağını her fırsatta ortaya koymuştur. 27 Şubat çağrısı ile terörün sona yaklaştığı bu kritik süreçte, MHP’nin ortaya koyduğu milli refleks, Türkiye’nin istikrarını sağlamada temel taşlardan biri olmuştur.
Ancak tam da bu noktada, terörün son bulmasından rahatsız olan iç ve dış unsurların çeşitli provokasyonlarla gündemi bulandırma çabaları göz ardı edilmemelidir. Özellikle Kandil ve Avrupa’daki PKK destekçileri, son bir hamleyle kaos ortamı yaratmaya çalışacaklardır. Güvenlik güçlerimizin, devlet aklımızın hatta vatansever halkımızın rehavete kapılıp bu tehlikenin uzaklaştığına kanmamalıdır. Tehlike şimdi daha da büyük ve daha da sinsi bir şekilde farklı angajmanlarla karşımıza çıkacaktır. Tıpkı 12 Eylül’de sağ-sol kavgası bitmiş ülke şaha kalkmışken, karşımıza ASALA’nın devamı olan PKK’nın çıkarılması gibi!
ABD’NİN İKİYÜZLÜ POLİTİKASI VE TRUMP’IN ZELENSKİY’İ AŞAĞILAYICI TAVRI
Orta Doğu’da barışın ve huzurun sağlandığı mesajı veren iki yüzlü ABD, bir yandan Türkiye’ye müttefiklik mesajları verirken, diğer yandan terör örgütlerini besleyerek ikiyüzlü politikasını sürdürmektedir. Ancak, bu ülkenin “müttefiklik” anlayışının ne kadar çürük olduğu, son dönemde Ukrayna meselesinde de açıkça görülmüştür.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’yi aşağılayan tavırları ve Beyaz Saray’daki bir gazetecinin Zelenskiy’ye yönelttiği “Takım elbisen yok mu?” şeklindeki yakışıksız soru, ABD’nin müttefiklerine nasıl baktığını gözler önüne sermektedir.
Zelenskiy, savaştan dolayı sürekli askeri kıyafetle dolaşmak zorunda olan bir liderdir. Böylesine kritik bir dönemde yapılan bu alaycı yorum, sadece kişisel bir saygısızlık değil, aynı zamanda ABD’nin Ukrayna halkına ve müttefiklerine karşı nasıl küçümseyici ve çıkarcı bir tavır takındığını gösteren somut bir örnektir.
O gazeteci, küresel emperyalizmin sıradan bir sözcüsünden farksızdır. İnsanların onuruyla oynamayı kendine hak gören bu zihniyet, aynı zamanda Türkiye’ye yönelik kibirli ve ikiyüzlü tavırların da arkasındaki güçtür. Ancak, Türkiye ne ABD’ye ne de herhangi bir emperyalist güce diz çökecek bir ülke değildir.
TÜRKİYE’NİN YÜKSELEN GÜCÜ VE TERÖRSÜZ YARINLAR
Bölücü terörün sonuna yaklaşıldığı bu süreçte, Türkiye’nin yeni yüzyıldaki yükselişi artık kaçınılmazdır. Terör örgütlerinin yok edilmesiyle birlikte:
-Türkiye, içeride milli birlik ve beraberliğini güçlendirecek, bölücü fitnelere karşı daha dirençli hale gelecektir.
-Bölgesinde süper güç olma yolunda ilerleyen Türkiye, emperyalist oyunları boşa çıkaracak ve ekonomik olarak da bağımsızlığını pekiştirecektir.
-PKK, YPG ve diğer bölücü unsurların tamamen yok edilmesiyle Türkiye, bölgesel barışın en önemli aktörü haline gelecektir.
Ancak, bu süreçte MHP’nin milli çizgisinin, Cumhur İttifakı’nın kararlılığının ve milletin uyanıklığının korunması elzemdir. Çünkü terörün son bulmasını istemeyenler, her türlü fitneye başvuracak, kışkırtmalar ve provokasyonlarla milli huzuru sabote etmeye çalışacaklardır.
Bu yüzden, PKK’nın, Kandil’in, YPG’nin ve bunlara finansal destek sağlayan ülkelerin son çırpınışlarına karşı uyanık olmak, her Türk vatandaşının milli bir görevidir!
Sonuç olarak, terörsüz, huzurlu ve süper güç Türkiye artık bir hayal değil, ulaşılması an meselesi olan bir hedeftir. Türkiye, içeride ve dışarıda yürüttüğü kararlı mücadele ile bölücü unsurları tamamen yok ederek milli birlik ve beraberliğini daha da güçlendirecektir. Ne ABD’nin kirli oyunları, ne Avrupa’nın iki yüzlü politikaları, ne de bölücü terör örgütlerinin son çırpınışları Türkiye’yi durduramaz! Terörsüz Türkiye, Büyük Türkiye, Süper Güç Türkiye için herkes uyanık olmalı, provokasyonlara karşı milli birlik ruhunu korumalıdır!
