Aziz Dağtekin Yazdı
Tarih boyunca emperyalist güçler, milletleri bölüp yönetme stratejisiyle hareket etmiş, güçlü devletleri parçalayarak sömürge düzenlerini kurmuşlardır. Osmanlı Devleti de bu oyunların en büyük hedeflerinden biri olmuş, yüzyıllar süren birlik ve beraberliği sona erdirmek için içeriden ve dışarıdan sayısız saldırıya maruz kalmıştır. Ancak Osmanlı’nın küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti, emperyalizme karşı son 20 yılda mücadelesini sürdürerek bölgesel ve küresel bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
Türk ve Kürt kardeşliği, yüzyıllardır bu topraklarda kardeşçe yaşamış, vatanı birlikte savunmuş ve emperyalizme karşı omuz omuza mücadele etmiştir. Ancak bölgeyi istikrarsızlaştırmak ve Türkiye’yi zayıflatmak isteyen küresel güçler, bu kardeşliği bozmak için her türlü fitneyi körüklemektedir.
Son 45 yıldır Türkiye’ye milyarlarca dolarlık zarar veren ve on binlerce insanın canına mal olan bölücü terör örgütü PKK/YPG, aslında bir Kürt hareketi değil, emperyalist güçlerin bölgedeki maşasıdır. 1970’lerin sonunda ASALA adlı Ermeni terör örgütünün faaliyetlerini sona erdirmesiyle, bu yapı PKK adı altında yeniden şekillendirilmiş ve Türkiye’ye karşı bir vekil güç olarak kullanılmaya başlanmıştır. ASALA’nın eylemlerine son vermesinin ardından birçok militanın PKK saflarına geçtiği, terör örgütünün ideolojik ve lojistik olarak ASALA’nın devamı olduğu tarihsel belgelerle sabittir.
Bugün PKK/YPG ve türevleri, başta ABD olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri tarafından açıkça finanse edilmekte ve silahlandırılmaktadır. Suriye’de oluşturulmak istenen terör koridoru, Türkiye’yi güneyden kuşatma ve bölme planının bir parçasıdır. ABD, terör örgütlerine binlerce tır dolusu silah ve mühimmat göndererek bölgedeki varlığını pekiştirmeye çalışırken, Fransa ve Almanya gibi ülkeler de siyasi ve diplomatik destek vererek bu yapıları meşrulaştırma çabasındadır.
Ancak Türkiye, güçlü ordusu ve kararlı politikalarıyla bu kirli oyunları bozmaya devam etmektedir. PKK/YPG’nin ülkemize karşı yürüttüğü hain planlar, geçmişte olduğu gibi bugün de devletimizin kararlı mücadelesiyle bertaraf edilmektedir. Türk ve Kürt kardeşliğinin arasına nifak sokmaya çalışanlar tarihte olduğu gibi başarısız olacak, bu toprakların kardeşliği emperyalizmin tüm oyunlarını boşa çıkaracaktır.
OSMANLI’NIN MİRASI VE EMPERYALİST OYUNLAR
Unutulmamalıdır ki, dün Osmanlı Devleti, asırlar boyunca farklı etnik grupları ve inançları aynı çatı altında bir arada tutmayı başarmış, milletler mozaiğini adalet ve hoşgörü ile yönetmiştir. Hatta Türkler ve Kürtler, Osmanlı sancağı altında birlikte yaşamış, devletin her kademesinde omuz omuza mücadele vermişlerdir. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda ve daha nice cephede birlikte savaşan bu iki millet, tarihin her döneminde ortak bir kaderi paylaşmıştır.
Ancak Osmanlı’nın zayıflamasıyla birlikte emperyalist devletler devreye girmiş, bu birlikteliği bozmak için türlü oyunlar oynamıştır. 20. yüzyılın başlarında Osmanlı toprakları parçalanmış, Balkanlar’dan Orta Doğu’ya kadar geniş bir coğrafya üzerinde 26’dan fazla devlet kurulmuştur. Türkiye ise bu süreçte Sevr gibi işgal planlarıyla bölünmek istenmiş, hatta bu yönde muvaffak da olmuşlardır.
CUMHURİYETİN DİRİLİŞİ VE GÜÇLENEN TÜRKİYE
Cumhuriyetin ilk yıllarında Osmanlı’dan kalan enkaz devralınmış, ekonomik, siyasi ve askeri anlamda yeniden toparlanma sürecine girilmiştir. Sanayi hamleleri, bağımsız ekonomi politikaları ve milli savunma sanayi alanında yapılan yatırımlarla Türkiye, kendi ayakları üzerinde duran bir devlet haline gelmiştir.
Günümüzde Türkiye, küresel emperyalizme karşı kararlı bir duruş sergileyerek bölgesinde barış ve istikrarın teminatı olma yolunda ilerlemektedir. Savunma sanayiinde yapılan atılımlar, enerji alanındaki bağımsızlık çalışmaları ve uluslararası diplomasi sahnesinde gösterilen etkinlik, Türkiye’yi yeniden güçlü bir aktör haline getirmiştir.
Bu süreçte Türkiye, tarihsel bağlarını ve kültürel mirasını koruyarak Türk-Kürt kardeşliğini pekiştirmeye devam etmektedir. Özellikle bölücü terör örgütleri üzerinden oynanan oyunlar, bu kardeşliği bozmak adına yapılan emperyalist planların bir parçasıdır. Ancak Türk ve Kürt kardeşliği bu tuzaklara düşmemiş, ortak bir vatan ve gelecek inşa etme iradesini her zaman göstermiştir.
ABD VE BATI’NIN TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ EMELLERİ
Bugün ABD ve Batılı güçler, Ortadoğu’da istikrarsızlığı artırarak yeni haritalar çizme peşindedir. Türkiye’nin sınırlarında oluşturulmaya çalışılan terör koridoru, ülkemizi bölmeye yönelik bir planın parçasıdır. ABD’nin terör örgütlerini silahlandırması, diplomatik baskılar ve ekonomik manipülasyonlarla Türkiye’yi zayıflatmaya çalışması, aslında Osmanlı’nın mirasını ve Türkiye’nin yükselişini engelleme çabasının bir devamıdır.
Ancak Türkiye, artık eski Türkiye değildir. Milli savunma sanayiinde elde edilen başarılar, SİHA ve İHA teknolojisindeki ilerlemeler, enerji bağımsızlığı yolunda atılan adımlar ve diplomatik bağımsızlık politikaları ile emperyalist planlara karşı dimdik ayakta durmaktadır.
BİRLİK VE BERABERLİK İLE GELECEĞE YÜRÜYÜŞ
Türkiye, geçmişte olduğu gibi bugün de emperyalizme karşı durmaya, bölgesinde ve dünyada barışın teminatı olmaya devam edecektir. Türk-Kürt kardeşliği, yüzyıllardır süregelen bir birlikteliğin adıdır ve hiçbir güç bu kardeşliği bozamayacaktır.
Osmanlı’dan miras kalan adalet ve birlik anlayışı ile Türkiye Cumhuriyeti, sadece kendi geleceğini değil, aynı zamanda mazlum milletlerin umudunu da temsil etmektedir. Küresel sömürü düzenine karşı milli duruşunu sürdüren Türkiye, gelecekte de emperyalist oyunları bozacak, halkının birliği ve beraberliği ile dünyada güçlü bir aktör olmaya devam edecektir.
Ne mutlu Türk ve Kürt’ün kardeşliğine, ne mutlu bu vatan uğruna birlikte mücadele edenlere, ne mutlu kanlarıyla suladıkları bu vatanı bize yurt kılan ecdadımıza!