Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Avukat Ali Yüksel, İmar Barışı düzenlemesine başvurularda binanın oturumu, kat sayısı ve katların metrekaresinin hatalı ölçüldüğünü belirterek, başvuruların ileride iptal olmaması için bunlara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi..Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca uygulamaya konulan “İmar Barışı” düzenlemesi kapsamında toplanan para 500 milyon liraya yaklaşırken, yaklaşık 100 bin yapı için de Yapı Kayıt Belgesi verildi.
Vatandaşın devletle ihtilaflı durumunun ortadan kaldırılması, imara aykırı, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması yoluyla bu yapılara yasallık kazandırılması hedeflenen “İmar Barışı” düzenlemesine başvurular devam ediyor. Vatandaşların e-devlet üzerinden 8 Haziran’da başvurularını yapmaya başladığı düzenleme kapsamında, Yapı Kayıt Belgesi almak için müracaat edenlerin sayısı, 2,3 milyonu aştı.
Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Avukat Ali Yüksel, İmar Barışı’nın 13 milyondan fazla yapıyı kapsadığını belirterek, bu kapsamda 8-10 milyon civarında bir başvuru olmasını beklediklerini bildirdi. Bu nedenle işlerin her geçen gün yoğunlaşacağını dile getiren Yüksel, başvuru için son tarihin 31 Ekim olduğunu, vatandaşların son günlere başvurularını bırakmamaları gerektiğini, zaman geçtikçe başvuruların yoğunlaşacağını anlattı.
“Sadece bina değil bahçe duvarını bile beyan etmek gerekiyor”
Yüksel, İmar Barışı’na başvuruların başlamasının ardından aradan 36 gün geçtiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: “İmar Barışı başvurusunda en önemli konu; ilgili binanın oturumunun, kat sayısının ve katların metrekaresinin doğru ölçülmesidir. Bu konuda teknik ölçümler için bir mühendis veya mimardan ya da buna benzer teknik bir kişiden destek almak gerekir. Burada çoğu kişi sadece bina bazında kaçak ya da izinsiz bir fazlalık aramaktadır. Halbuki konuyu daha geniş düşünmek gerekiyor: Sadece bina değil, binanın içinde bulunduğu bahçe duvarı da imara aykırı ise bu kısmı da beyan etmek gerekiyor.”
Yüksel, imarlı bir arsada bulunan binanın ne kadarının imar hakları içinde, ne kadarının dışında olduğunu iyi analiz etmek gerektiğini vurguladı. “Alan imarlı ve binanın kaçak kısmı imar ölçütlerine göre korunabiliyorsa, belki belediye ya da valilik ruhsatı ile ruhsatlandırmak mümkündür.” diyen Yüksel, burada imar hukukçusu ya da plancıya hesap yaptırmak gerektiğinin altını çizdi.
“Binanın vasfını tespit etmeden başvuru yapmayın”
Yüksel, başvurularda önemli bir konunun da binanın vasfını tespit etmek olduğunu kaydederek, şu ifadeleri kullandı: “Binaların basit yapı mı, villa mı, apartman mı olduğunu tespit etmek çok önemli. Bir binanın hangi tip yapı olduğu da bazen net olmayabiliyor. Belediye ya da ilgili valiliğe başvurarak binanın orada kaydı varsa sınıfını öğrenmek, yoksa bu işleri bilen teknik mühendislik ya da danışmanlık şirketlerinden binanın cinsi veya vasfını belirleyen bir rapor almak gerekir. Bu husus duruma göre ödenmesi gereken harç miktarını değiştirmektedir. Binanın vasfını tespit etmeden başvuru yapmayın.”
Başvuruda en çok yapılan hatalar
Yüksel, başvuruların başlamasından bu yana yaptıkları araştırmalarda en çok karşılaştıkları hatalardan bahsederek, şunları kaydetti: “İmar Barışı düzenlemesine başvurularda en çok yapılan hata binanın oturumunu, kat sayısını ve katların metrekaresini yanlış ölçülmesi. Bu nedenle başvurular ileride iptal olabilir. Gelecekte sıkıntı yaşamamak için uzmanlardan destek alınmalı. 31 Aralık 2017’den sonra yapılara ilave edilen kısımlar da İmar Barışı’na dahil edilmek isteniyor. Bu durum konu başvuruyu tamamen geçersiz sayabilir.
Binaların basit yapı mı, villa mı, apartman mı olduğu konusu net olarak bilinemediği için bina sınıfında hata yapılmaktadır. Zemin katlar, hatalı olarak birinci kat zannedilerek hatalı başvuru yapılıyor. Bu da başvurunun tamamen ileride iptaline yol açacak. Mesela bina bir katı bodrum olmak üzere toplamda 5 kat ise, başvurucular zemini birinci kat sayarak bodrumla birlikte binayı 6 kat olarak belirtmektedirler. Bu durumda hem fazla harç ödüyorlar hem de doğru beyanda bulunmamış oluyorlar.”
“2B arazilerdeki binalar imarsız da olsa başvuru yapılabilir”
Yüksel, kaçak binaların bodrumlarındaki kapıcı ya da depo gibi bölümleri nitelendirirken buralar eğer ikamet edilmiyorsa ve dükkan değilse bildirilmediğini, bu durumun yanlış olduğunu ve ileride başvurunun iptaline yol açabileceğini söyledi. Yüksel, başka bir sınıflandırma yapılamıyorsa konutu seçmenin daha doğru olacağını aktardı.
Sanayi binalarında, yapının hangi sanayi tipine dair olduğunun da çoğu zaman teknik bir konu olma özelliği taşıdığını dile getiren Yüksel, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu konuda danışmanlardan destek almak gerekir. Bazı iskanlı binalarda kaçak zannedilen bazı kısımlar aslında oradaki imar planına göre kaçak sayılmayabilir, bunu da incelemeden karar vermek hatalı olabilir. Hazine arazilerinde ise arazinin noktasının doğru tespiti ve tanımlanması gerekir. İmar planında yolda, yeşil alanda kalan binalar için başvuruya gerek yok şeklinde bir hatalı inanış var; bu binalar içinde başvuru mümkündür. 2B arazilerinde bulunan binalar için de arazi imarsız olsa dahi başvuru yapılabilir.”