Ekointernet Haber Ulusal Haber Portalı
Türkiye’nin 5. nesil savaş uçağı KAAN ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Adını 5. nesil savaş uçağı üreten sayılı ülkelerin bulunduğu listeye ekleyen Türkiye’nin başarısı ABD basınında geniş yer buldu. BNN Breaking, KAAN’ın ilk uçuş testini Gökleri kıran başlığı ile aktarırken, haberinde KAAN, resmi adıyla sadece bir uçak değil; bu bir yenilik ve bağımsızlık beyanıdır. ifadelerine yer verdi.
Milli teknoloji hamlesi savunma sanayi başta olmak üzere birçok alanda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Türkiye küresel aktörler arasında gelişen güç mücadeleleri ve savunma sanayi ürünlerinde yaşanan rekabet ortamının içerisinden kendi yükselişini hızla kesintisiz sürdürüyor.
Yerli ve milli imkanlar ile geliştirilen son ürün olan 5. nesil savaş uçağı KAAN ilk uçuşunu gerçekleştirdi. KAAN, Mürted Hava Meydanı’nda piste çıkarak motor çalıştırdı ve ilk kez havalandı.
Türkiye’ye havacılık alanında çağ atlatacak olan KAAN’ın gök vatan ile buluşması birçok ülke basınında olduğu gibi ABD basınında da yer aldı.
Aksam.com.tr’nin ABD basından BNN Breaking’ten çevirdiği haberde; KAAN’ın Türkiye’nin askeri teknoloji manzarasını nasıl yeniden şekillendirdiğine ve küresel savunma dinamikleri üzerindeki potansiyel etkisine dikkat çekildi.
“Gökleri kıran” başlığı ile KAAN’ın ilk uçuşunu okuyucularına aktaran BNN, savunma sanayinde yenilikçiliğin ve özgüvenin simgesi olan ve Türkiye’nin son teknoloji ürünü KAAN savaş uçağının görücüye çıktığını duyurdu.
“TÜRK SAVUNMA VE HAVACILIK TARİHİNDE YENİ BİR ŞAFAK VAKTİ”
Ankara semalarında gök vatan ile buluşan KAAN’ın ‘Türk savunma ve havacılık tarihinde yeni bir şafak vakti’ niteliğinde olduğu belirtildi.
BNN’in haberinde “KAAN’ın uçuşu yalnızca hava gücünün bir gösterisi değil; bu, Türkiye’nin askeri teknolojide kendine güvenme arayışına yönelik önemli bir sıçramayı ve savaşın geleceğine yönelik cesur bir adımı temsil ediyor. KAAN, havayı kesen şık tasarımıyla bir ülkenin hırslarını, teknolojik gücünü ve stratejik öngörüsünü simgeliyor.” İfadelerine yer verildi.
“BİR YENİLİK VE BAĞIMSIZLIK BEYANI”
KAAN’ın yaşlanan F-16 filosunun yerini alacağının altı çizilirken “KAAN, resmi adıyla sadece bir uçak değil; bu bir yenilik ve bağımsızlık beyanıdır. KAAN, gizlilik, gelişmiş aviyonik ve üstün savaş yeteneklerini birleştirerek modern savaş uçaklarından beklediğimiz şeyler için yeni standartlar belirliyor.” diye belirtildi.
“SAVUNMA ALANINDA TÜRKİYE’YE KÜRESEL İLGİ”
Türkiye’nin savunma alanındaki gelişmelerine olan küresel ilgiyi vurgulayan haberde “KAAN projesinin başlangıcı, Türkiye’nin yabancı askeri donanıma bağımlılığı azaltmaya yönelik daha geniş vizyonunu yansıtıyor.
Bu iddialı çaba, gökyüzünü yerli jetlerle doldurmaktan çok daha fazlası; Türkiye’nin savunma sektörünü yenilik yapma, üretme ve askeri ihtiyaçlarını sürdürme yeteneğiyle güçlendirmekle ilgilidir . KAAN’ın başarılı uçuşu, ülkenin teknolojik özerkliğe ulaşmada kaydettiği ilerlemenin bir kanıtıdır ve Türkiye’nin küresel savunma pazarında önemli bir oyuncu olma potansiyelini ortaya koymaktadır.
2040 yılına kadar tam üretime geçme planları ile Türk hava gücünün geleceği, yapay zeka ve hassas saldırı yeteneklerindeki ilerlemelerle desteklenen umut verici görünüyor.” ifadeleri kullanıldı.
“TÜRKİYE STRATEJİK DENGELERİ DEĞİŞTİRMEYE HAZIRLANIYOR”
Türk silahlı kuvvetleri envanterine KAAN’ın eklenmesi sonrası Türkiye’nin bölgedeki ve ötesindeki stratejik dengeleri değiştirmeye hazırlandığına vurgu yapılan haberde “Gizli ve elektronik harp sistemleri de dahil olmak üzere gelişmiş özellikleri, Türkiye’yi beşinci nesil savaş uçakları geliştirebilen elit ülkeler arasında yer alıyor.
İleriye yönelik bu teknolojik atılım, yalnızca Türkiye’nin savunma ve saldırı yeteneklerini geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda hızla gelişen askeri teknoloji ortamında liderlik etmeye ve yenilik yapmaya hazır olduğunun da sinyalini veriyor. İhracat ve uluslararası işbirliği potansiyeli, Türkiye’yi önümüzdeki yıllarda önemli bir savunma ortağı olarak konumlandırıyor.” açıklamasında bulunuldu.
KAAN’ın başarılı uçuşunun, sadece Türkiye için bir dönüm noktası değil, aynı zamanda dünyaya bir mesaj olduğu dile getirilirken, Türkiye’nin savunma sanayisi alanında küresel liderler arasında ayakta durduğu ifade edildi.
