ABD, sizce S-400’den niye bu kadar rahatsız?

Türkiye, çok ciddi bir işgal tehdidiyle karşı karşıyadır. ABD’nin İran’a aba altında gösterdiği sopa aslında Türkiye’ye gösterilmiştir. Çevremizde yaşanan tüm gelişmeler tesadüfü olmamakla birlikte Türkiye’ye yönelik bir askeri operasyonu işaret ediyor. Bu da gösteriyor ki, Türkiye ciddi bir güvenlik tehdidi altındadır. Çevremizde yaşanan tüm gelişmelerin Türkiye’ye yönelik bir askeri operasyonu işaret ediyor.

Bilindiği gibi, dünyayı bir kene gibi emen ve dünya insanlığının baş belası ABD ve İsrail ikilisi bütün milletler ve bütün dinler için ciddi bir tehlikedir. Bu vampirler sömürmek istedikleri ülkeler üzerinde çok ciddi hesaplar yapmaktadırlar. Hatırlanacağı gibi, Türkiye’de bir 28 Şubat darbesi olduktan sonra ABD’de bir tatbikat düzenleniyor. Nevada çölünde yapılan tatbikatta Türkiye’nin tasvir edilmesi 24 Temmuz’da yani Lozan Anlaşması’nın yıldönümü olması hasebiyle ciddi kuşkular uyandırmaktadır.

Stavridis’in başkanı olduğu bir enstitü bir deniz tatbikatı senaryosu yazıyor. Türk donanması ani bir baskınla Yunan ve Amerikan (müttefik) donanması tarafından imha ediliyor. Bu tabi Türkiye’nin denizde korumasız kalması anlamına geliyor. Yani bu senaryo ile Kıbrıs adasının da böylece ablukaya alınarak kolayca oradaki edinilmiş olan Türk soydaşlarımızın haklarının ellerinden alınması anlamına geliyor.

Şimdi bütün bu senaryoları bir araya koyduğumuz zaman gayri ihtiyari Türkiye’nin çok ciddi bir tehdit altında olduğunu görmemek mümkün değildir. Bir yandan askeri, diğer yandan ekonomik baskılar bu denklemlerin boşuna olmadığını göstermektedir. Dövizin hızla değer kazanması, Türk Lirası’nın değer kaybetmesi enflasyonun ve hayat pahalılığın artması, ithalatın yapılamaz hale gelmesi gibi birçok senaryo ile halk yönetime karşı isyana hazır hale getirilmek istenmektedir.

Bunda şu anlaşılıyor. Baskılarla işgal ortamı hazırlanmış olunuyor. Bu senaryo tıpkı Venezuela’da ve İran’daki yapılan sıkıştırma olayına çok benziyor. Eşzamanlı olarak PKK terör örgütünün Türkiye’de çok hızlı artan bir aktivitesi var. Çok sayıda şehitler veriyoruz. DEAŞ’ın başkanı olan Bağdadi’de Türkiye’yi tehdit ediyor. Burada da operasyon yapılacağını söylüyor.

Demek ki böyle tehdit varsa bunu engellemek için yapılacak şey havadan gelecek olan ani bir baskın taarruzun gerek denizde gerek karada ortadan kaldırılması lazım. Bu da S-400’ün önemini ortaya koyuyor. S-400’den muhakkak vazgeçmelisiniz diye bu kadar ısrarla söylemelerini açıklamak mümkün hale geliyor. Yani S-400 olması halinde anlattıkları ne deniz baskını ne de ülkenin altyapısını tahrip edecek baskın yapılamaz hale gelmiş oluyor. Bu da işgal planını bozmaktadır.

Bir de Trump yönetimi özellikle seçimlerin ertelenmesiyle ilgili karardan sonra yaptığı açıklamada “bunu not ediyoruz” diyorlar. Bu not etmeyi biz şahsen şöyle değerlendiriyoruz. Dünyadaki devletlere birtakım sıfatlar veriliyor. Normal demokratik devletler veyahut başarısız devletler. Başarısız devlet şu demek, ingilizcesi (unsuccess failed state). Vatandaşlarının haklarını yerine getirmeyen, onlara sıkıntı yaşatan, onların düşünce hürriyetlerini sınırlandıran devletler başarısız devletler.

Başarısız devletlerin daha sonra alacakları isimse haydut devlet yani (rogue state). Haydut devlet kavramını Amerikalılar mesela şu anda, Venezuela için Kuzey Kore için ve İran için kullanıyorlar. Türkiye bu noktada sanki önce bir başarısız devlet ilan edilmeye çalışılıyor. Ve Türkiye içerisindeki muhalefet cephesinin, mevcut durumla memnun olmayabilirsiniz, kararı sevmeyebilirsiniz ama dışarıya Türkiye’nin bir başarısız devlet olduğu intibaını verecek olursanız, Türkiye’nin iç savunmasını iç birliğini zayıflatırsanız o zaman bu kolaylıkla önce başarısız devlet sonra da haydut devlet kavramlarına doğru gider. Ve dışardan NATO’nun müdahalesine kadar gidebilir.

Bu tehlikeli gidişata ve senaryoya bütün aklı selim siyasilerin, vatandaşların, askeri ve istihbarat kaynaklarının mesai harcaması uyanık kalması gerekmektedir. Yıllar önce hiçbir beka sorunu olmayan Yunanistan’ın S-300 almasına sessiz kalan ABD ve NATO üyeleri şimdi gerçek anlamda bir kuşatma altına alınmak istenen Türkiye’nin savunmasını yapması için aldığı S-400’ler için niye bu kadar rahatsız oluyorlar? Sizce bu bir tesadüf mü? Yoksa bir işgal planının bozulması mı?

Hakkında Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

Türk vatandaşı kimdir?

Aziz Dağtekin Yazdı İngilizlerin güdümünde kurulan Türkiye’yi CHP hala ülkeyi biz kurduk biz kurtardık diyor …

Bir yanıt yazın