Komuoyunda, “Sarallar” olarak bilinen suç örgütüne dair hazırlanan savcılık iddianamesinde 22 kişi hakkında değişen oranlarda hapis cezası istenirken, anlaşma sağlayamayan ticari işletmelerin yasal yollar yerine suç örgütüne giderek çözüm aradıkları belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Necip Sarı’nın hazırladığı iddianamede, “Sarallar” adlı suç örgütünün yapısı, faaliyetleri ve eylemlerine dair bilgiler verildi. İddianamenin “Silahlı Suç Örgütünün İşleyişi ve İşlenmesi Amaçlanan Suçlar” bölümünde de Sarallar’a dair dikkat çekici tespitler yer aldı.
“CEZALANDIRILMALARI İSTENDİ”
Savcılık, Sultan Selim Saral ve Ümit Serkan Saral’ın da aralarında bulunduğu 22 şüpheli hakkında “Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma”, “Cebir Tehdit veya Hile Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma”, “Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Maksadıyla Yağma”, “Tehdit”, “Kasten yaralama” suçlarından cezalandırılmaları istendi. Bazı şüphelilerin “Suç İşlemek Amacıyla Kurulan Örgüte Üye Olma” suçundan değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.
“YASAL YOLLAR YERİNE”
İddianamede, anlaşma sağlayamayan ticari işletmelerin yasal yollar yerine suç örgütüne giderek çözüm aradıkları ifade edildi. İddianamede örgütün bu eylemleri şöyle anlatıldı:
“Sultan Selim Saral liderliğinde kurulan suç örgütünün yönetici pozisyonunda bulunan Ümit Serkan Saral’ın devreye girerek Sarallar suç örgütünün ismini kullanarak ticari ilişkileri M.O.O’nun lehine sonuçlandırma çabasında oldukları, kaba güç kullanarak çözüme kavuşturdukları, anlaşamayan tarafları işletmekte oldukları ‘Eski Sporcuları Sevenler Derneği’ ismiyle faaliyet gösteren işyerinde buluşturarak ‘cemaat’ olarak adlandırdıkları toplantılar gerçekleştirdikleri, anlaşmazlığa düşen ticari işletmecilerin adli ve idari olarak devletin yasal organlarına müracaat etmek yerine bu kişilere müracaat ettikleri, bu şekilde bir çok kişiyle toplantılar yaptıkları, bu şekilde haksız menfaat temin ettikleri tüm bunlar ele alınarak değerlendirildiğinde, suç örgütünün ne denli etkili olduğunun açık bir göstergesidir”
“EVİME KOMBİ TAMİRCİSİ GİBİ GİRMİŞLER”
Müşteki E. A.’nın iddianamedeki ifadesinde, finans danışmanı olarak çalıştığını, iflas etmesi üzerine bir kredi işi nedeniyle Bayram Ali Bodur adlı kişiye 150 Bin TL borçalandığını söyledi. Bu borcun bir kısmını ödediğini, borçlu olduğu kişide senedi bulunduğunu ifadesinde anlatan E.A. “Bayrampaşa’daki eve akşam saatlerinde İgdaş kıyafetleri ile 3 erkek şahıs gelmiş. Babama bu sokakta doğalgaz sorunu varmış kombiye bakmamız lazım demişler. Babamda onları içeri davet etmiş. Eve giren şahısları evin içerisini kolaçan ederek babama ‘Bu evde sadece siz mi yaşıyorsunuz?’ demişler. Babam da ‘Başka kimsemiz yok sadece biz yaşıyoruz’ demiş. Sonrasında da bu şahıslar evden dışarı çıkmışlar. Şahıslar gittikten hemen sonra babam tekrar kapıyı açtığında kapıya ‘Oğlun bizi arasın borcu ödesin, bir daha gelişimiz böyle olmaz’ yazılı bir not ve bu notun altında da bir telefon numarası olduğunu görmüş. Bunun üzerine olayı bana haber verdi. Ben de aynı gün aynı saatte bu numarayı aradığımda telefonda görüştüğüm kişi bana ‘Bıraktığımız mesajı aldın mı?’ diyerek sordu. Bende almadığımı söyledim.” dedi.
“ONUN BANA BORCU VAR”
Bir başka müşteki H.M de ifadesinde şüpheli M.O.O’nun kendisine 500 bin TL borçlu olduğu halde bu parayı ödemediği hatta kendisini borçlu göstererek tehdit edilmesini sağladığını ifade ederek şikayetçi oldu. Şikayetçi H.M ifadesinde alacaklı olduğu M.O.O’nun Sarallarla ortak olduktan sonra kendisini İnanç Saral’ın “cemaat” adı verilen bir toplantıya davet ettiğini şu sözlerle anlattı:
“İsmini İnanç Saral olduğunu söyleyen bir kişi M.O.O ile ticari birlikteliğimizden dolayı beni cemaat adını verdikleri toplantıya davet ettiler. Ben davet üzerine işyerine gittiğimde İnanç Saral isimli kişi vardı. Sonrasında M.O.O yanımıza gelerek oturdu. İnanç Saral, bana hitaben ‘M.O.O’ya olan bu parayı ne zaman ödeyeceksin’ dedi. Bende kendisine ‘Benim M.O.O’ya değil onun bana borcu var’ dedim. Ancak inanmak istemediler. İnanç Saral artık bu konulara kendilerinin bakacağını ve bu parayı alacaklarını söyledi.”
POLİS MEMURU DA ŞÜPHELİ
İddianamede bir polis memurunun da şüpheli olması dikkat çekti. Polis memurunun örgüt içinde aktif olarak yer almadığı ancak, şüpheli M.O.O ile irtibatlı olduğu, belirtildi. Polis memuru hakkında da, “örgüt üyesi olmamakla birlikte görevini kötüye kullanma yolu ile suç örgütüne yardım etmek” suçundan dava açıldı.
Göz Atmak İster misiniz?
Suriye’nin özgürleşmesinde uluslararası aktörlerin etkisi
AZİZ DAĞTEKİN YAZDI Suriye, 2011 yılında başlayan iç savaşın ardından büyük bir yıkım ve karmaşa …